Öğrenmeye çalıştığımız lisanlar sese dayalı olduğu için belki de en önemli bilgilerden birisi de bu dille ilgili ses olaylarını kavrayabilmektir. Hangi lisan olduğuna bakılmaksızın ses ve sesin oluşumu konusunda kısa bilgiler verip, sonrasında bu bilgiler ışığında dilimizdeki sesleri inceleyeceğiz.
SES OLUŞUMU:
iki cismi birbirine vurduğumuzda ortaya bir ses çıkar. Çünkü cisimlerde hareket enerjisinden kaynaklı bir titreşim meydana gelir. Aslında ses her hangi bir maddenin titreşimi sonucunda meydana gelir. Titreşen varlığın özelliğine, titreşim miktarına, titreşim şiddetine ve titreşim sıklığına göre ise ortaya çıkan sesin tınısı, şiddeti, kalınlığı inceliği vb. değişir. Bu sayede sayısız ses üretilebilir.
Telli bir müzik aletini düşünelim. Bir elimizle tele vurduğumuzda telin titreşiminden dolayı bir ses ortaya çıkar. Ancak diğer elimizle telin gerginliğini artırıp azaltarak aynı telden farklı notalar, yani farklı sesler elde ederiz. Vurmalı çalgılarda ise titreşen tel değil genellikle deri vb. dir. Üflemeli çalgılarda ise havanın titreşmesi soncu ses ortaya çıkar. Bir orkestrada telli, vurmalı, üflemeli çalgılardan değişik sesler çıkaranları çok miktarda bulunabilir.
İNSAN SESİNİN OLUŞUMU:
En mükemmel müzik aleti ise insandır. İnsan tek başına bir orkestra gibidir ve hatta çok daha fazla yeteneklidir. İnsanlarda, ses oluşturmak için telli çalgılardaki gibi ses telleri olduğu gibi, bu seslerin kalınlığını inceliğini vb değiştirebilen, aynı zamanda ses tellerini hiç kullanmadan vurmalı çalgı mantığıyla çalışarak ses çıkartabilen, bu da yetmezmiş gibi üflemeli çalgı mantığıyla havayı titreştirerek ses çıkartabilen bazısı hareketli, bazısı hareketsiz organları vardır. İnsanların ses çıkarmak ve bu seslere form kazandırmak için kullandığı organların oluşturduğu sıraya ses yolu denir. Ses yolundaki organlar diyafram, akciğer, ses telleri, gırtlak, damak, dil, diş ve dudaktır.
ses yolundaki organların (gırtlak, damak, dil, diş, dudak) en az ikisi birbirine değerek ciğerlerden gelen havayı veya ses tellerinden gelen sesi sıkıştırarak ona yeni bir form kazandırırlar. Bazen de tek bir organ sesin ağızdan çıkış şeklini etkileyerek form kazandırır.
Akciğerlerden çıkan hava, ses tellerini titreştirerek ses oluşturulur. Bu olayı elimizle sazın teline vurarak ses üretilmesine benzetebiliriz. Oluşan ses gırtlakta, ağız içinde dilimiz, damağımız, dişlerimiz ve dudaklarımız yardımıyla belli bir forma büründürülür. Bu olayları da sazın perdeleri üzerinde elimizi oynatarak nota oluşturma işlemine benzetebiliriz. Ses tellerinden gelen seslerin form kazanmasıyla, ünlü sesler ile, yumuşak ünsüz sesler oluşur.
Bazen akciğerlerimizden gelen hava ses tellerine dokunmadan ses yolundaki organlar aracılığıyla ses çıkartılır. Bu durumda FISILTILI SES meydana gelir. Tabi bu fısıltılı sesler de ses yolundaki organlarımız aracılığıyla çeşitli formlara büründürülür. Bu olayı da üflemeli çalgılara benzetebiliriz. Çünkü bu durumda tıpkı üflemeli çalgılardaki gibi havanın sıkıştırılarak ses elde edilmesi olayı vardır. Ses tellerini titreştirmeden, akciğerden gelen havanın titreştirilmesi yoluyla oluşan sesler sert sessizlerdir. Zaten sert sessizlerin verdiği ses FISILTILI bir sestir.
Dilimize özgü diyebileceğimiz bir durum daha vardır ki, bunu da vurmalı çalgılara benzetebiliriz. Vurmalı çalgılarda ne bir telin çıkardığı ses, ne de havanın titreştirilerek elde edilen ses vardır. Mesela Çerkes müziklerinde kullandığımız ve tahtaların birbirine vurmasıyla ses oluşturan pkheş (пхьэш) bu mantıkla çalışır. iki cismin birbirine vurmasından çıkan sestir. Bu mantığın insandaki karşılığını ise şöyle açıklayabiliriz: Ses tellerimizde ses oluşturmadan, ayrıca akciğerlerimizden hava üflemeden sadece dil, dudak, diş, damak gibi ses yolundaki organları birbirine çarptırarak ses oluşturmak. Dilimizde yoğun olarak bulunan bu sesleri, Çerkesçeyi yeni öğrenen kişilerin çıkarması biraz zor olmakta ve öğrenme isteğini törpülemektedir. Bu yazının esas amacı, dilimize özgü bu seslerin oluşma mantığını kavratarak, öğrenmek isteyenlere -bloğun genel amacına uygun olarak- yol haritası olabilmektir.
Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda, sonuna sesli bir harf eklemeden sadece "B" ve "P" seslerini çıkartınız. Bu sesler Türkçede zaten olan sesler olduğu için zorlanmayacaksınız. Ancak lütfen dikkat ediniz. B sesini çıkartırken ses tellerinde oluşan ses varken, P sesinin oluşumunda ses tellerinden herhangi bir ses gelmemekte ama ciğerlerimizden yoğun şekilde hava gelmektedir. Her iki sesi çıkartırken ses yolunda herhangi bir değişiklik yoktur. Her iki sesi çıkarırken dudaklarımız birbirine temas eder. Şimdi ise ses tellerimizde ses oluşturmadan ve ciğerlerimizden hava üflemeden B sesini çıkartmaya çalışmalısınız. Bu alıştırmayı yaparken ağzınızdan dışarıya bir hava çıkışı olacaktır, ancak bu hava ciğerlerden gelen bir hava değil, ağız içindeki havanın, dudak hareketlerinizin etkisiyle dışarı çıkmasıdır. Doğrusu, bu sesleri çıkartırken, sadece ağzımızın içindeki havayı kullanmalısınız.
aynı alıştırmayı aşağıdaki yumuşak, sert ve baskılı sesler için ayrı ayrı yapınız.
b-p- пI
c-ç- чI
d-t- тI
v-f- фI
g-k кI
l-лъ лI
дз-ц-цI
j-щ щI
eğer yukarıdaki sesleri çıkarmak için söylenen kurallara uyarak çalışma yapmışsanız ortada net olarak duyulabilir bir ses olmadığını fark etmişsinizdir. Şimdi de aynı kurallara uyarak sonuna ünlü bir harf getirerek aynı çalışmayı yapınız.
ÜNLÜ SESLER:
Ciğerlerden çıkan havanın ses tellerini titretmesi ile oluşan sesin, ses yolunda herhangi bir yere çarpmadan ağızdan dışarı çıkmasıyla oluşan sesler ünlü seslerdir.
Ünlü sesler ses yolunda her hangi bir yere çarpmaz. Ancak dilimiz ve dudaklarımız yardımıyla ağızdan çıkış şekli etkilenerek değişik ünlüler oluşturulur.
Yukarıdaki tarife uygun olarak sadece ve sadece ses tellerimizde oluşturduğumuz sesi, ses yolumuzda her hangi bir yerde sıkıştırmadan, dudaklarımızı yuvarlak hale getirmeden, dilimiz geride iken, yani hiç bir müdahelede bulunmadan dışarı çıkartalım. Eğer söylenenlere uygun hareket ettiyseniz "a" sesini çıkartmış olmalısınız.
"a" sesini çıkartırken gırtlağımızı daraltırsak "ı" sesini elde ederiz.
"ı" sesini çıkartırken dilimizi ileri uzatırsak "i" sesini elde ederiz.
"a" sesini çıkartırken dilimizi ileri uzatırsak"e" sesini elde ederiz.
"a" sesini çıkartırken dudaklarımızı yuvarlak hale getirirsek "o" sesini elde ederiz.
"a" sesini çıkartırken dudaklarımızı yuvarlayıp gırtlağımızı daraltırsak "u" sesini elde ederiz.
"a" "e" seslerini sürekli tekrarlayarak çıkarttığınızda dilinizi ağzınızın içinde bir ileri bir geri çektiğinizi fark edeceksiniz.
"a" "o" seslerini sürekli tekrarladığınızda sadece dudaklarınızı yuvarlaklaştırıp düzelttiğinizi fark edersiniz.
"a" "ı" seslerini sürekli tekrarladığınızda gırtlağınızı daraltıp genişlettiğinizi fark edersiniz.
diğer ünlüler arasında bu etkinliği yaparak ünlülerin ses yolunda hiç bir engelle karşılaşmadığını ancak çıkış yerlerinin daraltılıp genişlediğini, yuvarlaklaşıp düzeldiğini ve dilimizin konumunun değiştiğini farkediniz.
sesin çıkışı sırasında dil geride ise kalın, ilerde ise ince sesler elde edilir. (a,ı,o,u)
sesin çıkışı sırasında dudaklar yuvarlak ise yuvarlak sesler (o,u,ö,ü), düz ise düz sesler elde edilir.(a,e,ı,i,)
sesin çıkışı sırasında gırtlak dar ise dar sesler (ı,i,u,ü), geniş ise geniş sesler (a,e,o,ö) elde edilir.
DİLİMİZDEKİ BAZI ÖZEL DURUMLAR
1. Dilimizi ileri alarak ünlüleri inceltiyor, dilimizi geri çekerek ünlüleri kalınlaştırıyoruz. İşte bu aşamada Çerkesçedeki ünlü sesler ile Türkçedeki ünlü seslerin farklarından bahsetme zamanıdır.
Çerkesçedeki "ı" sesini çıkartırken Türkçede olduğu gibi dilimizi çok geriye almıyoruz. "i" sesine göre daha geri alsak da Türkçedeki kadar geri çekmiyoruz. "ı" ile "i" arası bir ses ortaya çıkacaktır. İşte bu ses Çerkesçedeki "ı" sesidir.
2. Dilimizde hiç bir yuvarlak ünlü yoktur. (o,ö,u,ü), Türkçedekinin aksine Çerkesçede düzlük ve yuvarlaklık, ünlü seslerin değil, ünsüz seslerin özelliğidir. (Tartışmalı bir konu olmakla birlikte, şahsımın bu konuda en ufak bir tereddütü bile yoktur.) Yukarıda ses tellerinde oluşan sesin dışarı çıkışı sırasında dudakların yuvarlatılması sonucu yuvarlak ünlülerin oluştuğundan bahsetmiştim. Çerkesçede böyle bir durum hiç yoktur. Ancak ünsüz harflerin ağızdan çıkışı sırasında dudakların yuvarlatılması durumu vardır. Sonuçta yuvarlak bir ses çıkar ancak bu ikisinin ayrılması gereken durumlar dilimizde oldukça yoğun olarak bulunur. Ayrıca gerçek anlamda doğru telafuz yapabilmek ve doğru yazabilmek için bu durumun farkında olmak gerekir. Günümüzde kullanılan kiril alfabesinde sessiz harfin yuvarlak olduğunu göstermek için, sessizden sonra "u=у" karakteri kullanılmaktadır. "ку гу хъу гъу" gibi... bu sessizlerden sonra gelen "ı=ы" karakteri yazılmamaktadır. Bu durum karışıklıklara değil ama, ünlü sesler konusunda yanlış anlaşılmalara sebep olmaktadır. Doğrusu, yazılışına bakarak dil bilgisi kurallarını belirlemek bilimsel bir yöntem değildir. Dil bilgisi kurallarına göre yazılış kuralları belirlemektir esas olan.... :) Günümüzde kullandığımız kiril alfabesi bu bilimsel veri ışığında yapılmıştır. Özellikle doğu diyalekti için dilimize mükemmel uymaktadır.
3. Yukarıdaki 2. şıkta anlatılan konunun bir devamı olarak dilimizde bir ıkınma sesi veren ve kirilde "I" işareti ile gösterilen bir ünsüz ses vardır. Bu sesin Arapçadaki karşılığı hemze eliftir. Bazı kaynaklarda bu harfin sesi olmadığı gibi şeyler yazsa da bu bakış açısı yanlıştır. Bu karışıklığın sebebi ise bu karakterin birden çok görev üstlenmiş olmasından kaynaklıdır. Ancak anlattığım konuları kavrayan bir kişinin bu konuda kafasının karışık olması mümkün değildir.
4. Çerkesçede ünsüz sesler kalın ve ince ünsüzler olarak iki grupta incelenmelidir. Kalın olan bir ünsüzün sonuna hangi ünlü gelirse gelsin kalın olarak kalmaktadır. Mesela ince bir ünsüz olan "n=н" sesinin sonuna kalın yada ince bir ünlü gelmesi, "n=н" sesinin kalınlığında her hangi bir değişime sebep olmaz. Oysa "günümüz Türkçesi"nde durum böyle değildir. Örnekleyelim...
"nane" kelimesi hem Türkçede hem de Çerkesçede anlamlı bir kelimedir. Bu kelimeyi Türkçe okurken ilk hecedeki n sesini kalın ikinci hecedeki n sesini ise ince seslendiririz. Öyle ki, n sesini çıkartmak için dilimizi üst damağımıza değdirdiğimiz nokta bile aynı değildir. Oysa ki aynı kelimeyi Çerkesçe olarak seslendirmek için, n seslerinin kalınlığı ve inceliğini değiştirmemelisiniz. Her iki seste de dilimizle damağımızın temas noktası aynı olmalıdır. Bu durumda n sesi ince olduğu için sonundaki a sesi de nispeten ince bir a sesi olacaktır.
Oysa ki, kalın bir ünsüz olan "къ" ünsüzünden sonra gelen a sesi daha kalın bir a sesi olacaktır.
Aynı mantıkla kalın bir ünsüzden sonra gelen ince ünlüde de ünsüzün sesi incelmeyecek, ünlünün sesi kalınlaşacaktır. Bu durum özellikle э sesinde çok net görülür...
къЭ1эт = kaldır kelimesinde ilk e sesi a ya yakın bir tonla çıkmakta iken ikinci e sesi daha ince çıkacaktır.
Yani Çerkesçede, seslerin kalınlığı inceliği, -günümüz Türkçesindekinin aksine- ünlülerin değil, ünsüzlerin belirlediği bir durumdur.
Dilimizdeki sesleri gösteren bir tabloyla bugünkü dersimizi bitirelim. (Tablo doğu diyalekti için)
özellik
|
GIRTLAK ÜNSÜZLERİ
|
AĞIZ İÇİ (DAMAK) ÜNSÜZLERİ
|
DÜDAK ÜNSÜZLERİ
|
|||||||||||||||||
yumuşak
|
гъ
|
къ
|
г
|
I
|
г
|
дж
|
д
|
ж
|
жъ
|
л
|
дз
|
з
|
н
|
р
|
й
|
б
|
в
|
м
|
у(w)
|
|
sert
|
хъ
|
Кхъ
|
к
|
хь
|
х
|
ч
|
т
|
ш
|
щ
|
лъ
|
ц
|
с
|
п
|
ф
|
||||||
baskılı
|
кI
|
чI
|
тI
|
щI
|
лI
|
цI
|
пI
|
фI
|
Not: 1. kalın yazılan harfler kalın ünsüzlerdir.
2. doğu diyalektinde ‘хь’ hariç sadece
gırtlak ünsüzlerinin batı diyalektinde ‘х’ ve ‘хь’ hariç tüm kalın ünsüzlerin
yuvarlak versiyonları, vardır. Yani bu ünsüzler sonlarına ‘у’ karakterini
aldıklarında yuvarlak ünsüz (labial ses, dudaksı ses) haline gelirler. Bu
durumdaki ünsüzlerin oluşturduğu sesler dudaklardan çıkışı sırasında dudaklar u
sesi verircesine yuvarlaklaştırılır.
3. Kırmızı yazılı olan "I" karakteri de bir gırtlak ünsüzüdür ve Arapçadaki hemze elif gibi bir ıkınma sesi verir. Bu ünsüzün de diğer gırtlak ünsüzleri gibi yuvarlak versiyonu vardır. Kiril alfabesinde Iу şeklinde sembolize edilir.
3. Kırmızı yazılı olan "I" karakteri de bir gırtlak ünsüzüdür ve Arapçadaki hemze elif gibi bir ıkınma sesi verir. Bu ünsüzün de diğer gırtlak ünsüzleri gibi yuvarlak versiyonu vardır. Kiril alfabesinde Iу şeklinde sembolize edilir.