TRANSLATE

TÜMLEÇ ve TÜMLEÇ EKLERİ

Bir cümlede özne yüklem, nesne ve tümleçler bulunabilir.

yüklem= yapılan iş
özne = işi yapan
nesne = yapılan işten etkilenen

olduğuna göre cümledeki diğer bütün öğeler cümlenin tümlecini oluştururlar...



Tümleç çeşitlerini incelemeye geçmeden önce, "tümleç" , "tümleç eki" ve "tümleç şahıs eki" arasındaki farkı ve bu kavramların neyi ifade ettiklerini hatırlamakta fayda var.

Tümleç: cümlede kendi başına, ayrı olarak bulunan ve yer zaman durum bildiren kelime veya kelime gruplarıdır. Tümleç kavramı cümlede üstlenilen görevi tarif eder.

Tümleç eki: cümlenin yükleminde  ön ek olarak bulunan, özne ve nesne şahıs eki arasında kalan   tüm ekler tümleç ekidir.

Tümleç şahıs eki: Tümleç durumundaki kelimelerin, ya da tümleç olarak cümlede ayrı kelimeler olarak bulunmasa da belirgin şahısların, cümlenin yüklemindeki yansımasını ifade etmek için kullanılır. Tümleç şahıs eki tümleç eklerinden bir tanesidir.

Peki  tümleçler hangileridir ve cümlede ne bildirebilirler onu sınıflandırarak inceleyelim...

1. Dolaylı Tümleçler: yer bildiren kelimelerdir.
2. Zarf Tümleçleri: zaman ve durum bildiren kelimelerdir.


A) YER BİLDİREN KELİMELER (DOLAYLI TÜMLEÇ):

1. özne veya nesnenin YÖNELDİĞİ veya AYRILDIĞI YERİ bildirirler: Blog takipçileri çok iyi bileceklerdir ki, Çerkesçede  fiilleri, vektörel ve vektörel olmayan fiiller olarak iki bölüme ayırmıştık. Vektörel fiiller ise yönelme ve  ayrılma fiilleri olarak tekrar iki kısımda incelemiştik. İşte yönelme ve ayrılma fiilleri bir yerE yönelme, yöneltme ve bir yerDEN  ayrılma ayırma işini anlatan fiilleridir.

İşte yüklemi  vektörel fiil olan cümlelerde, geçişli veya geçişsiz olmasına göre, öznenin veya nesnenin  yöneldiği veya ayrıldığı YER cümlenin tümleci durumundadır. Bu kelimelerin sonlarına "m" eki getirilir. Yüklemde ise (şı eki hariç) konum belirteçlerinden biri ya da "ona" anlamı katan "ye" eki bulunur. Konum belirteçlerini artık çok iyi bildiğimize göre, Türkçede yön bildiren zarfların yaptığı görevi Çerkesçede konum belirteçlerinin yaptığını anlamış olmamız gerekir.

унэМ  сы-Е-плащ= evE baktım. (yönelme fiili) = унэМ сы-е-плыгъ

унэМ сы-щIЭ-кlыжащ = evDEN (evin altınDAN) çıktım. (ayrılma fiili)= унэм сы-и-кIыжыгъ = evin içinDEN çıktım.

унэМ сы-щIЭ-хьащ = evE girdim = унэМ сы-и-хьагъ

хьэщIэхэМ шай Е-с-тащ = misafirlerE çay verdim. =хьэчIэхэМ шэй Е-с-тыгъ




yukarıdaki örnekler tümlecin 3. şahıs (o) olduğu durumlar içindir. Yani ev ve misafir kelimesi cümlenin tümleci iken bu kelimenin yüklemdeki yansıması 3. şahıs şeklindedir.

Aşağıdaki örnekler ise belirgin şahısların BEDENİNE yönelme ve ayrılma durumuna örnektir. Yani 1. ve 2. şahıslardaki duruma örnektir.. Bu şahıslarda tümlecin cümlede ayrı bir kelime olarak bulunmadığına dikkat ediniz.
Ayrıca bazı yüklemlerde tümleç şahıs ekinden sonra konum belirteci bulunduğuna, bulunmayanlarda ise şahıs eki ile "е=ye" ekinin birleşmiş gibi göründüğüne dikkat ediniz. konum belirteci bulunanların türkçeye birebir çevrilmesi özellikle incelemeniz içindir.

къы-С-ТЕ-гъуэлъхьащ = o BENİM ÜZERİME yattı.  = къы-С-ТЕ-гъолъхьагъ

у-кы-ЗЭ-плъащ = sen BANA baktın = у-къы-СЭ-плъыгъ (ЗЭ = З+Е, fiil kökü= е-плъын)

къы-ЗЭ-п-тащ = sen onu BANA verdin.  =  къы-Сэ-п-тыгъ (ЗЭ = З+Е, fiil kökü = е-тын)

сы-къы-УЭ-уащ = сыкоуащ =ben SANA vurdum=сыкъоуагъ (УЭ = У+Е, fiil kökü = е-уэн)

мастэ къы-С-ХЭ-и-Iуащ =о BENİM İÇİME iğne batırdı = мастэ кы-С-ХЭ-и-Iуагъ

жэй къы-С-ТЕ-хьащ = uyku BENİM ÜSTÜME geldi.(uykum geldi) = чийэ къы-С-ТЕ-хьагъ

мастэ къыс-ХЭ-б-Iуащ =sen iğneyi BANA batırdın = мастэ кыс-ХЭ-б-Iуагъ

къыб-жэ-Е-с-Iуащ = SANA ben söyledim = къы-уэ-с-Iуагъ= къосIуагъ



Bunların dışında fiillere eklenen ön ve son eklerle kök fiillerin anlamlarını daraltma yöntemi ile de yeni kelimeler oluşturulur. Bu kelimeler kimi zaman bir yere yönelme anlamını içerirler. Bu durumda fiilin anlamı içerisinde "aşağıya", "yukarıya" "bir yere" anlamları  bulunur. Çoğunlukla bu şekilde oluşmuş fiilleri zarflar konusu içine almak yanlış görülebilir. Ancak, fırsat eğitimi açısından düşündüğümden biraz bahsetmek ve örneklemek istedim.

кIуэн = gitmek
ДЭ-кIуэ-йын = yukarıya gitmek (tırmanmak gibi)          
е-Хын = aşağıya inmek
е-кIуэ-ЛIэн = bir yerE gitmek üzere yönelmek
е-кIуэ-кIын = bir yerDEN dolanarak gelmek

хьын  =taşıyarak  götürmek
ДЭ-хьэ-йын = yukarıya taşımak                
е-хьэ-Хын = aşağıya taşıyarak indirmek

хьэн =
е-хьэ-ЛIэн = bir yere ulaşmak, varmak.

шэн = (beraberinde) götürmek
ДЭ-шэ-йын = yukarıya götürmek            
е-шэ-Хын = aşağıya götürmek
е-шэ-ЛIэн = kapıyı vb örtmek, (örtme hareketi götürmek, taşımak gibidir.)


2. işin YAPILDIĞI YERİ  bildirirler: hatırlarsanız konum belirteçlerini anlatırken şı  eki nin diğer eklerden daha farklı özel bir ek olduğunu ve yeri geldiğinde bu farkın detaylı anlatılacağını söylemiştim. İşte yeri geldi...

Yüklemi Vektörel olmayan fiilli cümlelerde, yer bildiren tümleç, işin nereDE yapıldığını bildirir ki, bu kelimenin sonuna "m" eki getirilirken yüklemin ön eki ise "щы" olur.

унэМ сы ЩЫ жэящ = evDE uyudum. (bulunma fiili)= унэМ сы-ШЫ-чийагъ

Истанбыл(ЫМ) сы ЩЫ лэжьэнущ =İstanbul'DA çalışacağım. (bulunma fiili) истанбыл сы ШЫ лэжъэшт

Yukarıdaki  örnekler de tümlecin 3. şahıs olduğu durumlardır. Yani işin yapıldığı yer cümlede ayrı bir kelime olarak bildirilen ve ben sen biz siz haricinde bir yerdir ve yüklemdeki yansıması 3. şahıs şeklindedir.

Ancak burada, vektörel fiillerden farklı olarak, cümlede ayrı bir kelime olarak bulunan tümlecin konumunu belirten konum belirteci fiile eklenememektedir.  EvDEN çıktım = унэм сы-щIэ-кIижащ derken yükleme konum belirteci eklenerek evin neresinden çıktığımızı da belli ediyorduk. Ancak evDE uyudum dediğimizde yükleme konum belirteci ekleyerek evin neresinde (içinde, altında vb) uyuduğumuzu belirtemeyiz.... Eğer illada konum belirteci eklemek istiyorsanız fiili vektörel hale getiren ve ilerde anlatacağım eklerden birini de eklemek zorundasınız....o durumda da шы ekini kullanamazsınız... шы eki konum belirteçlerinden farklı olduğu halde neden o gruba dahil ederek anlattığım sanırım daha iyi anlaşılıyordur. Diğer konum belirteçleri vektörel fiillere eklenirken sadece шы eki vektörel olmayan fiillere eklenir.

 vektörel olmayan bir fiillde belirgin  şahıs eki ile birlikte  şı eki olması düşünülemez. Çünkü ÇERKESÇEDE  belirgin şahıs ekleri de tıpkı konum belirteçleri gibi oldukları için, 1. ve 2. şahıslar üzerinde ancak vektörel bir eylem yapılabilir. Yapılan eylem uyumak, çalışmak gibi vektörel olmayan bir eylemse bile, fiilleri vektörel hale getiren son eklerden uygun olanı alarak vektörel hale dönüşür....

къы-С-ТЕ-жэйыХЬащ =benim üzerimE(üzerimDE) uyudu.

шы  ekinin vektörel fiillere geldiği durumlar da vardır. Ancak  vektörel fiillere eklendiğinde yukarıda bahsedilen anlam dışında anlamlar katar. Aşağıda zarf tümleçleri konusunda ele alınacaktır.

3. işin KİM İÇİN yapıldığını bildirirler:  işin bir şahıs için yapıldığı, ona ithaf edildiği, eylemin bir şahsiyete yöneldiği  durumlarda yine tümleç durumundaki kelimenin sonuna "m" eki getirilirken, yüklemin eki "ху =фы" olur.

Yukarıdaki ilk iki maddede belirgin şahıslara örnek verirken 1. ve 2. şahısların BEDENİNE yönelen, BEDENİNDEN ayrılan ve BEDENİNDE yapılan eylemler olduğunu söylemiştim. Beden kelimesini özellikle büyük yazdım ki şu an anlattığımız 3. maddeden farkı anlaşılsın....

Türkçe konuşurken bir kişiye yönelen eylemlerde sana, bana diye konuşulsa da bazı eylemler insanın bedenine yönelirken, bazı eylemler şahsiyetine yönelir. günlük konuşmada her iki durum için de  "bana"  "sana" gibi kelimeleri kullanırız. Çerkesçede ise bedene yönelme durumları yukarıda ilk iki maddede örneklendiği gibidir. Şahsiyete yönelme ise ху хуэ- фы фэ ekleriyle yapılan şekliyledir.

Türkçede;
"Bana çay doldur" dediğimizde kastedilen "benim İÇİN (bardağa) çay doldur" dur...
"Bana bak" dediğimizde "benim yüzüme (beden) bak" anlamında kullanırız.
"sana çok kızdım" dediğimizde kastedilen beden değil, senin kişiliğindir.
"sana elma aldım" dediğimizde bile kastedilen "senin İÇİN elma aldım" dır.
"sana iğne yaptım" dediğimizde ise kastedilen "senin vücuduna iğneyi batırdım" dır.

Şimdi önce 3. şahıslardaki durumu görelim...

Ахьмэт тХУЭкlуащ= Ahmet için gittik (Ahmet'e gittik) = АхьмэтЫМ тФЭкlуагъ

хьэщIэхэМ шай яХУЭзгъэващ = misafirler için çay kaynattım =хьэкIэхэМ шай яФЭэзгъэжъуагъ


шай къы-с-ху-и-кIэ = bana çay doldur = шай къы-с-фэ-и-кIэ

сы къы-п-хуэ-губжъащ = sana kızdım = сы-къы-п-фэ-губжыгъ

мыIэрысэ къы-п-хуэ-с-щэхуащ = sana elma satın aldım = мыIэрысэ къы-п-фэ-с-шэфыгъ

İşte yukarıdaki örnekleri içselleştiren biri çerkesçe düşünme mantığını kavramakta ciddi yol almış demektir.

buraya kadar olan anlatımları kavrayan bir kişi aynı zamanda Türkçede "ismin hal ekleri" şeklinde anlatılan konunun Çerkesçede nasıl karşılık bulduğunu da anlamış olması gerekir.


B) ZARF TÜMLEÇLERİ:

sıfatlar isimleri niteleyen kelimelerken, zarflar da fiilleri niteleyen kelimelerdir.

Zarf ile Zarf tümleci aynı şey değildir. zarf bir kelime çeşidi iken, zarf tümleci cümledeki görevdir.

Çerkesçede kelime çeşidi zarf olan kelimeler vardır.Bu zarfların cümlede zarf tümleci görevinde bulunmalarının haricinde isimler, fiiller, sıfatlar da zarf tümleci görevinde bulunabilirler. İşte isim, sıfat ve fiillerin cümlede zarf tümleci görevini üstlenebilmeleri için bu kelimelere bazı ekler gelmesi gerekir...



1.  işin YAPILIŞ ZAMANINI bildiren zarf tümleçleri: işin yapıldığı zamanı gösteren kelimeler  tümleçtir. Cümledeki bu tümleci bulmak için yükleme "ne zaman" sorusunu sorarız. Aldığımız  cevap, zarf tümlecidir.
Cümle içinde ayrı bir kelime olarak bulunan zaman eğer dün, bugün, yarın, bu gece gibi bir zaman zarfı ise sonuna herhangi bir ek getirilmez. Bu zarfların dışunda bir zamanı tarif ile  bildiren ve zarf olmayan kelimelerin zarf haline dönüşmesi için önüne ve sonuna bazı ekler almaları gerekir.

Bazı zaman zarfları:
нобэ =bugün = непэ
ныжэбэ = bu gece = нычэпэ
ныщхьэбэ = bu akşam
нэгъабэ = geçen yıl
нышэдибэ = bu sabah
ныги =şimdi = иджы
ныгиркIэ = şimdilik
ныгипсту =hemen şimdi = иджыпсту
нетIэ = biraz önce, demin
дыгъуасэ =dün
дыгъуэпшыхь = dün akşam
пщэдей =yarın = нэуыш
пщэдемыщ = yarından sonraki gün =
куэд лъандэрэ = uzun zamandır.

НЫЖЭБЭ хьэщIэ къытхуэкIуащ = bu gece  bize misafir geldi = НЫЧЭПЭ хьэкIэ къытфэкIуагъ

НОБЭ уэшх къешхащ = bugün yağmur yağdı = НЕПЭ уэшх къешхыгъ

yukarıdaki gibi zaman zarfları sonlarına "м" veya "р" belirtme eki almazlarken,  cümlede işin yapıldığı zamanı bildiren tümleç durumunda olan diğer tüm kelime veya kelime grupları sonlarına "м" ekini almak zorundadırlar.

сэхьэт щыМ сыкъэкIуащ= saat 3 te geldim.=  сэхьэт шыМ сыкъэкIуагъ

шэджагъуэ нэуыжъыМ сышхащ = öğleden sonra yemek yedim =  шэджагъо нэуыжъыМ сышхагъ

zaman bildiren bir kelime veya kelime grubunun sonuna "КIэ" eki getirildiğinde  söz konusu zaman süresince eylemin yapıldığı anlamı çıkar..

зы тхьэмахуэКIЭ услъэгъуакъым = seni bir hafta SÜRESİNCE görmedim.= зы тхьэмафэКIЭ услъэгъугъэп

fiillerin sonuna getirilen ху=фэ eki Türkçedeki "kadar" anlamına gelir.

сэ сыкъэкIуэХУ уэ умыккIуэ = ben gelene KADAR sen gitme. = сэ сыкъэкIоФЭ уэ умыкIо.

ХУ eki zaman bildiren kelimelerin sonunda  нэсыХУ şeklinde de kullanılır.

шэджагъуэ нэсыху зывгъэпсэху =  öğlene KADAR dinlenin.

zaman bildiren kelimelerden sonra КЪЭС ifadesi kullanıldığında HER DEFASINDA  gibi bir anlam oluşur.

пщэдджыжъКЪЭС узолъагъу =seni her sabah  görüyorum.

fiillere щы ön eki ile birlikte M son eki eklendiğinde ise, o işin yapıldığı an anlamı verir.

сэ сыкъыШЫкIуaМ уэ укIуэжат = ben geldiğimde (geldiğim zaman) sen gitmiştin. (шы eki vektörel bir fiile gelmiş durumdadır. Zarf fiil haline gelmiş ve zaman bildirir bir kelime olmuştur.)

уШЫслъэгъуаМ

fiillere  зэры ön eki ile birlikte  у son eki eklendiğinde gelir, gelmez, yapar yapmaz, gibi tezlik bildiren bir zarf oluşur.

укъыЗЭРЫкIуэУ сыкIуэжынущ. = sen gelir gelmez, ben gideceğim= укъыЗЭРЫкIоУ сыкIожыщт

уЗЭРЫкIуэУ сыжэйынущ = sen GİDER GİTMEZ ben uyuyacağım. = уЗЭРЫкIоУ сычийэшт



2. İşin YAPILIŞ ŞEKLİNİ bildiren zarf tümleçleri: 

cümlenin yüklemine nasıl sorusunu sorduğumuzda aldığımız cevap zarf tümlecidir. Çerkesçede yükleme sorulan "NASIL" sorusuna cümlenin verdiği cevap olan kelime veya kelime grubunun sonunda "у", "урэ" veya "горэ" eki bulunur.  fiili niteleyen kelime eğer ad soylu bir kelime ise bu kelimenin sonuna "у" eki, eğer fiil soylu bir kelime ise doğu diyalektinde "у+рэ" batı diyalektinde "горэ" eki getirilir.


дэгъуэУ сыжэйащ =güzel(CE) uyudum. =  дэгъоУ сычийагъ (sıfatın zarfa dönüşümü)

сыжэУРЭ сыкъэкIуащ = koşARAK geldim = сычэГОРЭ сыкъэкIуагъ (fiilin zarfa dönüşümü)

 хьэщIэУ сыкъэнащ =  misafir olarak kaldım =хьэкIэУ сыкъэнагъ (ismin zarfa dönüşümü)


işin yapılış şekli çerkesçede bazı durumlarda cümlede ayrı bir tümleç kullanılmadan, fiile eklenen ekler ile halledilir. Bu durumda fiilin anlamı içinde zarfın görevi de bulunur. (yukarı çıkmak, birlikte çalışmak vb.)bu konu yeri geldikçe işlenecek olmakla birlikte açıklayıcı olması ve kafalardaki soru işaretlerini gidermesi bakımından bir kaç örnek görelim.

ды-ЗЭДЭ-лэжъащ = BİRLİKTE çalıştık. = ты-ЗЭДЭ-лэжъыгъ (işin BİRLİKTE yapıldığını bildirir.)

мыIэрысэр с-ФI-и-шхащ = elmayı BANA RAĞMEN yedi. = мыIэрысэр с-шIу-и-шхыгъ (işin ZORLA yapıldığı anlamı katan ek фI = шIу)

dikkatli okuyucuların şunu fark etmiş olmaları gerekir. zarf tümleçlerinde, eğer cümlede ayrı bir kelime olarak zarf tümleci bulunuyorsa bu tümlecin, cümlenin yükleminde herhangi bir yansıması bulunmamaktadır. Tam tersi olarak eğer cümlenin yükleminde bulunan bir ek yardımıyla bu anlam sağlanıyorsa cümlede ayrı bir tümleç olmasına gerek yoktur.

yani:

мыIэрысэр с-ФI-и-шхащ cümlesinde zarf tümleci cümlede ayrı bir kelime olarak bulunmasa da fiilin anlamı içerisinde ZORLA anlamı vardır. bu cümlede işin nasıl yapıldığı cümlenin yükleminde belirtilmiştir.

мыIэрысэр зыримпэсурэ ишхащ = elmayı BEĞENMEYEREK yedi. cümlesinde tümleç olan зыримпэсурэ = beğenmeyerek kelimesinin yüklemde herhangi bir yansıması ek olarak bulunmamaktadır. Bu cümlede işin nasıl yapıldığı cümlede ayrı bir kelime olarak belirtilmiştir.

görüldüğü üzere zarflar konusu biraz karışık, bana göre şimdiye kadar anlatılan konularda en karmaşık konu. o yüzden fazla karıştırmadan daha sonra detaylandırmak üzere konuyu bitirelim....


мащIэ = az
 код = çok = бэ
нахъыбэ = daha çok
gibi kelimeler miktar  zarflarıdır.

дапщэ = тхьэпш = kaç
дэнэ = тэнэ = nereye, nerede, nereden
даурэ = таштэу = nasıl
сыт хуэдиз = сыд фэдиз = ne kadar
сыт щыгъуэ = сыдыгъо = ne zaman
gibi kelimeler soru zarfları olarak sınıflandırılabilir

папIщIэ = пайэ = için (sebep)
хуэдиз = фэдиз = kadar (miktar)
аргуэру = tekrar
gibi kelimeler edat olarak sınıflandırılabilir.

Türkçede, artık, geri  gibi edatların çerkesçedeki karşılıkları ise fiil sonuna eklenen ж=j ekidir.

Ахьмэт къэкIуэЖащ = Ahmet GERİ geldi = Ахьмэт къэкIоЖыгъ

Ахьмэт силъэгъуЖыркъым = Ahmet ARTIK beni görmüyor. = Ахьмэт силъэгъуЖырэп


şimdilik yeter.... SAYGILAR...










NESNE ve NESNE EKLERİ

                                                         NESNE ve NESNE EKLERİ
                                                                   

Geçen dersimizde cümlenin öznesi üzerine konuşmuştuk. Şimdi de cümlenin nesnesi üzerine konuşalım.

Öncelikle "nesne" kelimesinin bir dilbilimi terimi olduğunu söylemeliyim. Sözlük anlamında nesne, elle tutulur gözle görülür bir varlık iken, dilbilimi terimi olarak her şey bir nesne olabilir. Elle tutulur gözle görülür varlıklar da, bir iş oluş, hareket bildiren fiiller de, hatta soyut kavramlar bile bir cümlenin nesnesi olabilir. Dilbilimi anlamında nesne; yapılan işten direkt olarak etkilenendir.

NESNE terimini iyi anlayabilmek için öncelikle "İSİM" kavramını iyi anlayabilmek gerekir. Çünkü cümlenin nesnesi olan kelime veya kelime grupları  ancak bir İSİM olabilir... 

elmayı çok seviyorum. cümlesinin nesnesi "elma" kelimesidir. Elma gerçek anlamında bir nesnedir.

 yaşamayı çok seviyorum. cümlesinin nesnesi ise "yaşamak" fiilidir. Yaşamak fiili gerçek anlamında bir nesne değilken bu cümlenin nesnesi durumundadır.

uyuduğunu bilmiyordum. cümlesinde de uyumak eylemi cümlenin nesnesi durumundadır.

Gerçek nesnelerin adı olan kelimelere dil bilimi anlamında "isim" diyoruz. Yani günlük hayatta yanlış bir şekilde "ad" kelimesi yerine  kullanılan "isim" kelimesi aslında bir dil bilimi terimidir.

Varlıklara ad olan kelimelere "isim" denir. Bir meyve çeşidi olan ve bu blogta sürkekli adının zikrettiğimiz yiyeceğin adı ELMA dır. ELMA kelimesi bir isimdir.

Benim ADım Salim'dir. Salim kelimesi bu cümlede bir isimdir.

Sağ salim eve döndük. cümlesindeki salim ise bir isim değil, zarftır.

somut varlıklarda olduğu gibi, elle tutulamayan gözle görülemeyen ancak varlığını bildiğimiz soyut kavramlar da tıpkı somut varlıklar gibi bir "ad"a  sahiptirler ve bu kelimeler de birer "isim"dir. aşk, korku, saygı gibi hislerin adları  ısı, ışık, elektrik, enerji vb enerji terimleri, kar, zarar, gibi soyut kavramları anlatan kelimeler birer "isim"dir.

O halde önceki bilgilerimizden de yaralanarak, Çerkesçede,  somut veya soyut varlıklar bir cümlenin nesnesi olduklarında bu varlıkların adlarının sonuna "r" eki getirileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu blogta belki de en çok üzerinde durduğum konu.... "r" eki sadece ve sadece nesne ekidir; ve sadece ve sadece isimlerin sonuna gelir.... 

mıerıseR sşxas= мыlэрысэР сшхащ = elmaYI yedim. (mıerıse bu cümlenin  nesnesidir.)

kuj'ıR af's =  къужьыР Iэфlщ  = Armut  tatlıdır.  (kuj' burada Nesnel öznedir.)

nexuR mable = нэхуР маблэ = Işık yanıyor (nexu = ışık burada Nesnel öznedir.)

nexuR zğablas = нэхуР згъэблащ = ışığI yaktım = (nexu = ışık burada gerçek nesnedir.)

görüldüğü gibi elma, armut, ışık vb. gerçek ve soyut nesnelerin adlarının sonuna "r" eki getirilmektedir. Nesnenin gerçek nesne veya nesnel özne olması birşeyi değiştirmez. Her ikisi de nesnedir ve "r" eki alırlar.

Buraya kadar olan kısımda hiç bir sorun yoktur.

Ancak yukarıda "yaşamayı çok seviyorum" örneği ile açıklandığı gibi fiil soylu kelimeler de bir cümlenin nesnesi olabilirler...Çerkesçede de bu durum geçerlidir.

Eğer fiiller bir cümlenin nesnesi olacak ise hangi durumlarla karşılaşırız şimdi onu inceleyelim.

fiillerin mastar halleri o eylemlerin adıdır. O halde, mastar halindeki fiiller aslında birer isimdir. Dolayısıyla mastar halindeki fiiller de tıpkı gerçek nesneler gibi sadece sonlarına "r" eki alırlar...

sımace yepl'ınıR eywe guğus= сымаджэ еплъыныР leуэ гугъущ = hasta bakmak çok zordur. (doğu)

sımace yepl'ınıR bow kinı. = сымаджэ еплъыныР боу къины.= hasta bakmak çok zordur. (batı)


hasta bakmak kelime grubu mastar halindeki fiil olduğu için aslında bir isimdir ve herhangi bir değişikliğe gerek olmadan  "r" eki alabilir.


Fakat çekime girmiş bir fiil, isim olmadığı için bu tip fiillerin sonuna "r" veya "m" eki getiremezsiniz. Bu eklerin sadece ve sadece isim olan kelimelerin sonuna getirilebileceğini unutmayınız.
İşte bu tip fiilleri önce "İSİMLEŞTİRMEK" gerekir ki sonuna "r" veya "m" belirginleştirme ekleri getirilebilsin... Bu isimleştirme eki ise, "ZER-ZERI" şeklinde fiilin önüne getirilir.

Yani bu eki getirerek fiilleri isimleştirmiş oluyoruz. Buna isterseniz İSİM FİİL diyelim. Türkçede öyle deniliyor...

Önüne  "Zerı" ekini almış çekimli  bir fiil, artık isim gibi muamele görür ve sonuna "r" veya "m" eki alabilir. Tabi konumuz nesne olduğu için şimdilik sadece "r" eki bizi ilgilendiriyor.

wZERIjeyaR sş'ertekım= уЗЭРЫжэяР сшlэртэкъым = uyuduğunu bilmiyordum.

 mıerıse ZERI-p-şxınur pş'ere? = мыlэрысэ ЗЭРЫ-п-шхынуР пщlэрэ? = elma yiyeceğini biliyor musun?

Yukarıdaki örnekleri lütfen detaylı inceleyiniz. ZERI ekinin bir tümleç eki gibi nesne ve özne eklerinin arasına girdiğini rahatlıkla görebilirisiniz.... geçişsiz fiillerde nesnel özne ekinden sonra, geçişli fiillerde ise  özne ekinden önce ZERI eki geldiğini fark ediniz.

Aynı şekilde Türkçede "olmak" fiili ile ifade edilen "güzel olmak", "küçük olmak" gibi sıfatların ve "öğrenci olmak", "Adiğe olmak" gibi fiiller için de aynı durum geçerlidir. Ancak Türkçedeki gibi "olmak" fiili gibi bir fiile hiç ihtiyaç yoktur.

wzerı Adiğer soş'e = узэры Адыгэр сощIэ = Adiğe olduğunu biliyorum. (doğu)

wzerı Adiğer seş'e = узэры Адыгэр сэшIэ = Adiğe olduğunu biliyorum. (batı)

wzerısımacer  soş'e = узэрысымаджэр сощlэ = Adiğe olduğunu biliyorum. (doğu)

wzerısımacer seş'e = узэрысымаджэр сэшlэ = Adiğe olduğunu biliyorum. (batı)

Özel adlara gelen ön ekin ayrı yazıldığını da anti parantez belirtelim....





Hadi özetleyelim...

1.Cümlenin nesnesi ve nesnel öznesi sonuna "r" eki alır.
2.Eğer cümlenin nesnesi  olan kelime somut veya soyut bir nesne veya mastar halindeki bir fiil ise  sadece sonuna "r" eki gelir.
3. Ancak cümlenin nesnesi olan kelime çekimli bir fiil ise, fiil önüne "zer-zerı" eklerinden birini alarak önce isimleştirildikten sonra kelimenin sonuna "r" eki getirilir.
4. sıfat olan kelimeler cümlenin nesnesi olduğunda da kelimenin önüne "zer-zerı" eki getirilerek sıfat isimleştirildikten sonra sonuna "r" eki getirilir.

Yeterince açıklayıcı olduysam rahatlıkla uyuyabilirim. İyi geceler...












ÖZNE ve ÖZNE EKLERİ


Uzunca bir aradan sonra tekrar beraberiz...

"Yeni sezonun ilk dersi" diyebileceğim bu yazıda,  metodoloji hakkında biraz konuşmak istiyorum.

1. Yazılarımda "ahkam kesiyor" gibi yorumlanabilecek cümleler varsa da taaaa en başından beri söylüyorum, ne sahte bir  tevazu içinde olacağım, ne de bilmediğim veya bildiğim konularda ahkam keseceğim... Ahkam kesen cümleler ise tamamen "samimi" yazabilme, sıkıcı olmama kaygısından kaynaklanıyor. Burası bir kitap değil, bir blog...

2. Bu blog DİLBİLGİSİ konularını aydınlatmaya yönelik yazılar içerir. Hiç bir şekilde Çerkesçe öğretmek iddaasında değildir. Zaten ben de hiç bir zaman ve hiç bir yerde Çerkesçeyi öğretme yetisinde olduğumu iddaa etmediğim gibi, Çerkesçe öğrenmekte olan biri olduğumu hep söylüyorum. İşi ciddiye alanlar, benim kariyerime veya Çerkesçe konusundaki referanslarıma değil, yazdıklarımın doğru olup olmadığına bakacaklardır...

3. Türkçe bilen insanlara hitap eden bu blog... doğal olarak Türkçe dilbilgisi ile karşılaştırmalı anlatımı esas almış olmakla beraber, hiç bir şekilde Türkçenin kuralları ile Çerkesçeyi açıklamaya çalışmamaktadır. Konunun iyi anlaşılması için Türkçeden örnekler verilmekte, sonrasında Çerkesçedeki benzer ve farklı yönler açıklanıp örnekler vererek anlaşılırlığı artırmaya çalışılmaktadır. Zaman zaman da bilgi değilse bile fikir sahibi olduğum, İngilizce, Arapça gibi başka dillerden de örnekler verilmektedir.

4. Her ne kadar, iddaalı olduğumu söylesem de, eleştirinin insanları geliştiren önemli bir güdüleme aracı olduğuna inanıyorum. Dilbilgisi üzerine yapılan her türlü olumsuz eleştiriye açık olduğumu, dahası bu eleştirilere ihtiyaç duyduğumu bir kez daha ilan ediyorum...

5. Dilbilgisi gibi son derece  teknik bir konu, özellikle de dilbilimci olmayan bir kitleye anlatılırken, konular mümkün olduğu kadar basite indirgenmeli ve okuyucunun kafasındaki karmaşayı giderme nihayi amacına ulaşılmaya çalışılmalıdır ki mesafe katedilmiş olunsun.

6. Bu blog Çerkesçe öğretme iddiasında olmasa da "öğrenmek isteyenlere yol haritası olma" iddiasındadır. Çünkü Çerkesçe veya başka dilin genel olarak iki çeşit öğrenme yöntemi vardır. Birincisinde dilin konuşulduğu ortamda bulunmak ve "yaşayarak öğrenmek" tir. İkincisi ise bir ders mantığıyla konuları anlaşılır kılmak, sözlük kullanmak, bilgisayar gibi teknolojik ortamlardan da faydalanarak öğrenmektir. Çerkesçe nin en büyük sorunu birinci öğrenme yönteminin artık neredeyse imkansız olmasıdır. Malesef  böyle ortamlar artık çok az bulunuyor ve herkesin böyle ortamda bulunma şansı olmuyor. Bu durumda ikinci yöntemi devreye sokmak gerekir ki, benim iddiam işte bu ikinci yöntemle Çerkesçe öğrenmek isteyenler bu blogta anlatılan konuları iyi kavramadan Çerkesçe öğrenemezler. Bu konuları kavradıktan sonra da konuyla ilgili bolca alıştırma yapmak, pratik yapmak, kelime öğrenmek vb gibi diğer konular çalışılmalıdır.

Neyse bu kadar gevezelikten sonra derse geçebiliriz....


Şimdiye kadar anlatılan konular, cümlenin yüklemi olan kelimeler üzerine idi.

İnanın bana yüklem üzerine söylenecek daha o kadar çok şey var ki...

Fakat, cümlenin diğer öğeleri hakkında bir şeyler söyleme vaktidir...

Zaten göreceksiniz ki, cümlenin diğer ögelerini anlatırken de bolca fiillerden bahsedeceğiz...

Hatta, cümlenin diğer öğelerinden bahsetmemizin esas amacı, gene fiilleri ve cümlenin yüklemini daha iyi anlayabilmek içindir desek yeridir...

Bir cümlede yüklemden başka neler bulunabilir önce onu inceleyelim. Sonra sırasıyla her dersimizde birini inceleyelim.

Bir cümlede yüklemden başka, özne, nesne, zarf tümleci ve dolaylı tümleç bulunabilir.

Bu dersimiz ÖZNE hakkında olacaktır...

Bu blogdaki derslerimizde NESNEL ÖZNE kavramını detaylıca anlatmıştık... geriye dönüp okuyabilirsiniz ancak sadece bu konuyu etraflıca anlattığım aşağıdaki linkteki yazıyı okumanızı tavsiye ederim. okuduktan sonra geri dönmeyi unutmayın lütfen...

http://www.cerkesyayurtseverleri.com/single.php?url=bana-oznesiz-bir-cumle-kurabilir-misin-abidin

bu blogu takip eden ve yukarıdaki yazıyı anlayan bir kişi cümlede "r" eki almış tüm kelimelerin cümlenin nesnesi veya nesnel öznesi  olduğu sonucunu çıkartmış olmalıdır.

Nesnel özne kavramını iyi anladığınızı düşünerek devam edersek net olarak şu açıklamaları yapabiliriz.

1. Çerkesçede  özne olan kelimenin sonuna "m" eki getirilir.
2. Belirgin Şahıs zamirleri "m" eki almazlar. 3. şahıs zamirleri ise abı, abıxem (ay, axem)şeklindedir.
3. Doğu diyalektinde özel adlara "m" eki getirilmez.
4. cümlenin öznesi tek bir kelime değil de, tamlama gibi bir kelime grubu ise gruptaki son kelimenin sonuna "m" eki getirilir.
5. Öznesinde (Nesnel özne)  geçişli fiil soylu bir kelime bulunuyorsa bu kelimelerin önüne "zı" ekini alırlar.

Şimdi her maddeyi tek tek açıklayarak örneklendirelim...

1."m" ekinin birçok görevi vardır. İlki "özne eki" olmasıdır. Tabi ki burada bahsedilen gerçek öznedir. Nesnel özneler "r" eki alırlar.

köpek eti yedi = haM lır  yişxas= хьэМ лыр ишхащ.

2. Belirgin şahıslar I. ve II. şahıslardır. se, we, de, fe zamirleri zaten belirgin oldukları için belirginleştirme eki olan "m" ekini almazlar. Belirgin olmayan III.  şahıslar ise doğu diyalektinde  abı ve abıxem şeklinde iken, batı diyalektinde ay ve axem şeklindedir.

o eti yedi = abı lır yişxas = абы лыр ишхащ
onlar eti yediler. abıxem lır yaşxas = абыхэм лыр яшхащ
ben et yedim = se lı sşxas =сэ лы сшхащ

3. Doğu diyalektinde (kaberdey) özel adlara "m" eki getirilmez. Özel adlar zaten belirgindir. Dolayısıyla belirginleştirme ekine ihtiyaç duyulmaz. Batı diyalektinde ise bu ek getirilir.

Ahmet lı yişxas = Ахьмэт лы ишхащ = Ahmet et yedi.
Ahmetım lı yişxığ = АхьмэтыМ лы ишхыгъ=Ahmet et yedi.

4. Tamlamalar tek bir kelime gibi işlem görürler.
 güzel köpek eti yedi= ha daxeM lır yişxas = хьэ дахэМ лыр ишхащ

5. Esas dikkat edilmesi gereken madde işte budur. geçişli fiil soylu kelimeler zı ön eki alarak ad özelliği kazanırlar.  Bu kelimeler özne görevinde bulunurlar.

elma yiyenler geldi = mıerıse ZIşxxeR kaqoas = мыlэрысэ ЗЫшххэР къэкlуащ.
elma yiyenler armut yemezler = mıerıse ZIşxxeM  kuj yaşxınkım = мыlэрысэ ЗЫшххэМ  къужь яшхынкъым


yukarıdaki iki örneği incelerken büyük harflere dikkat ediniz. Ayrıca gelmek fiilinin geçişsiz, yemek fiilinin geçişli olduğunu da dikkate alınız.

 Geçişsiz fiiller ise Çerkesçede zaten isim gibidirler. Hatırlarsanız geçişsiz fiillerin cümlenin yüklemi olduğu durumlar ile  isim cümleleri arasında hiç bir fark yoktu... Sanırım bu durumun sebebi şimdi daha iyi anlaşılacaktır...


Aşağıdaki örneklerde ise dönmek fiili geçişsiz, yemek fiili geçişlidir. Ancak gidenler kelimesi geçişsiz fiildir

 gidenler  geri döndü.= qoaxeR kağezejas=  кlуaэхэР къагъэзэжащ

gidenler elma yediler  = qoaxeM mıerıse yaşxas = кlуaхэM мыlэрысэ яшхащ

son maddede kafa karıştıysa özetleyelim.


özne olan fiil soylu kelime  geçişsiz ise zı ön eki almaz (qoxem,qoxer). Çünkü Çerkesçede geçişsiz fiiller zaten isim gibi işlem görürler... geçişli ise alır (zışxxem,zışxxer)
yüklem geçişsiz ise özne olan fiilimsi nesnel özne olacağı için sonuna r eki alır.
yüklem geçişli ise  özne olan fiilimsi gerçek özne olacağı için sonuna m eki alır.

                                                                                                                         SAYGILAR...







U ve O ÇERKES MİDİR?


                                                     DİKKAT!
BU YAZI,  BLOGUN GENEL AMACI OLAN "Çerkesçe öğrenmek isteyenlere yol haritası olmak" TAN DAHA İLERİ SEVİYEDE ve GEREKSİZ BİLGİLER İÇERİYOR OLABİLİR.     AMA OKUMAKTA FAYDA VAR.    OKUMAKTAN KİM ÖLMÜŞ!!!

Fonetik konusuna girdiğimizden beri fark etmişsinizdir. У=U   sesi ile ilgili her zaman özel durumlar var.  Ünlüleri anlattığım tablonun altına bir not düşerek у=u ünlüsü ile ilgili söylenecek çok şey olduğundan bahsetmiştim. İşte söylemeden geçemediğim için bu yazıyı yazıyorum.  у=u ünlüdür diyoruz olmuyor, ünsüzdür diyoruz olmuyor. harftir diyoruz olmuyor. harf değil diyoruz olmuyor. Kafalar karışmış gibi değil mi.... Açıklık getirme vaktidir.

Neredeydi hatırlamıyorum ama bir yazımda ses,  harf ve karakter terimlerinin ayrı ayrı şeylerin adı olduğundan bahsetmiştim. Aslında Çerkesçede у=u sadece bir karakterdir. Harf de değildir ses de değildir.

Günümüzde kullanılan kiril alfabesinde  Çerkesçedeki 3 ayrı durum için de u=y karakteri kullanılmaktadır. Bunu anlamak Çerkesçenin fonetik yapısını anlamak için elzemdir. 

        1. Labialize u:  Çerkesçedeki gırtlak sessizleri ile Batı diyalektindeki (шъ жъ ц --ş j ç) sessiz harflerden sonra gelen (y=u) karakteri, Arapçadaki ötüre görevindedir. Sadece sessizin yuvarlak okunacağını gösterir. Bu sessizlere yuvarlak sessizler dediğimizi hatırlayınız. İşte Çerkesçede 
asıl  sadece bu u vardır. Bu da ünlü,ünsüz veya harf kabul edilemez. Kendisinden önceki sessizin yuvarlak okunacağının işaretçisidir. 

Kirilde ly şeklinde bir harf vardır. Bu harf kısa yuvarlak ünlü bir ses gibi seslendirilse de  ünlü ses kategorisine sokulamaz.  Çünkü ünlü ses ünsüzlerin sonuna gelerek onları seslendirilebilir hale getiren seslerdir. Bu harfin öyle bir yeteneği yoktur.
 данэ=iplik 
 пэ=dudak 
хын= açmak


Tüm cesaretimi toplayarak bugüne kadar hiç bir kaynakta görmediğiniz, hiç bir kimseden duymadığınız bir şey söyleyeceğim. Çerkesçede şimdiye kadar kimsenin tanımlamadığı (en azından benim haberim yok.) bir sessiz  var. O da Arapçadaki hemze elifin karşılığı diyebileceğimiz bir sessizdir. Arapçada hemze elifin verdiği ses bir "ıkınma" sesidir. Çerkesçede bu sesin karşılığı Iы dır.Arapçada olmadığı halde Çerkesçede  bu sesin yuvarlak versiyonu tahmin edebileceğiniz gibi  Iу sesidir. Yani у=u karakteri burda da bir sessizi labialize etmektedir. Kirildeki ( I ) karakterinin görevlerinden biri aslında bu sessizi simgeleştirmektir.  

Akıllara şu soru gelebilir. Daha doğrusu gelmelidir. Eğer dilimizde u sesi yoksa, Kaberdeycede gelecek zaman eki diye tanımlanan "у=u" sesi nedir? Üstelik  н=n sessizinin yuvarlak versiyonu yoktur. Nasıl olur da н=n sessizinden sonra у=u karakteri gelebilir?

сыкIуэНУщ = sıqonus = gideceğim.

Bu sorunun cevabını vermek için ilerde anlatmayı planladığım ancak şimdi sadece örnekleyeceğim bir ekten bahsetmek gerekir. Bir eylemin yapılış şeklini, bir olayın oluş şeklini, bir varlığın duruş şeklini tarif üzere anlatırken kullanılan у=w eki vardır. Bu ek fiilleri  "zarf" haline getiren ektir ve tahmin edebileceğiniz gibi çokça kullanılır. Neredeyse iki cümlenin birinde bu eke ihtiyacınız olur.

Bir sessizden sonra bu "w" eki gelmesi gerektiği durumlarda araya " ы = ı " kaynaştırma ünlüsü girer. (w nın sessiz olduğunun ispatıdır bu durum) işte o zaman "ıw" sesi oluşur ki bunun uzunca okunan bir u sesine benzediği yukarıda anlatıldı. İşte gelecek zaman eki dediğimiz u aslında bu bahsedilen ıw sesi olmalıdır.

Peki ıw sesi fiili zarfa dönüştüre bir ek ise, nasıl oluyor da  gelecek zaman eki oluyor şimdi onu açıklayalım...

Türkçede gelecek zaman ekinin kullanımına bi bakalım. Daha iyi anlaşılacaktır. Gideceğim. kelimesinin aslı gidici yim olabilir mi acaba? Gitme eylemini yapmaya hazır (gidici) durumundayım.

Türkçede böyle midir bilmem. Ben daha anlaşılır kılabilmek için örnekledim. Ama Çerkesçede gelecek zaman eki olan u nun aynı mantıkla gelişmiş olabileceğini söylemek çok da abes olmaz. Keza geçmiş zaman da aynı mantıkla oluştuğu Çerkesçede net olarak görülüyor. Şimdilik bir iki örnekle geçiştirelim. W ekini ilerde detaylıca anlatacağım....

сы сымаджэ щ = ben hasta yım

сы кIуэн ыу щ =  ben gitmek durumunda bulunuyorum =gidici yim.

Batı diyalektine bakalım.

сы сымадж= ben hasa yım. (batı diyalektinde yardımcı fiiller konusuna bakınız)

шытын = durmak, bir yerde, bir durumda bulunmak (konum belirteçleri konusuna bakınız)
сы кIуэ у  шыт = сыкIуэшт = ben gitmek durumunda bulunuyorum.


2W (Arapçadaki waw) sesi yerine u karekteri kullanılır: Bu ses tam olarak Arapçadaki "waw" sesidir. w karakterinin ingilizcedeki adı nedir? dubleyu.Yani çift u demektir. Çok doğru bir tanımlamadır.  Evet birçok kişinin sandığı gibi w sesi ile Türkçedeki v sesinin uzaktan yakından hiç bir ilgisi yoktur. Sadece fiziki benzerlik.  w  sesini ister ünlü olarak ele alın, ister ünsüz. ilişkilendirilecekse ancak u sesi ile ilişkilendirilebilir. Çerkesçede eğer u sesini bir ünlü kabul edecekseniz w sesini de u ünlüsünün uzun versiyonu (çift u-dubleyu) olarak kabul etmek zorundasınız. Bu durumda w ünlü bir ses olarak görülmelidir. Yok eğer benim iddaam gibi u yu ses ve harf kategorisine bile sokmayacaksanız o zaman da w sesini ünsüz olarak değerlendirmek zorundasınız. Size iki alternatif. Seçin beğenin alın....

унэ = wne =  ev
                                                    



                  3. Uzun okunan u (ıw): Arapçadaki uzun okunan harfleri hatırlayın. Ötüre olan harfleri uzun okutan waw harfi vardı. Bilenler bilir. İşte Çerkesçeye başka dillerden geçmiş bazı kelimelerde uzun okunması gereken u sesi bulunur. 
Aslında herhangi bir dile başka dillerden kelime girerken yeni dilin fonetik kurallarına göre değişime uğrar. Bunu en iyi Türkçe konuşan bizler biliriz. Günümüzde kullandığımız Türkçe kelimelerin yarısından çoğu başka dillerden Türkçeye girmiştir ve çoğunlukla Türkçenin fonetik yapısına uygun olarak değişime uğramıştır. En normal olanı da budur. Şimdi dilimize başka dillerden girmiş ve içerisinde u olan bir kaç kelime inceleyelim. 

Suret = Resim, fotoğraf anlamında Arapça bir kelimedir. U sesi uzunca okunur.  Ama Çerkesçede uzun okunan bir u sesi yoktur. S sesinin  yuvarlak versiyonu da  yoktur. Çerkesçeye geçerken SIWRET şeklinde geçmek zorundadır.  Fonetik olarak da zaten öyle geçmiştir. İsterseniz dilbilgisinden hiç anlamayan ama iyi Çerkesçe konuşan annenize, babanıza, halanıza ninenize dedenize şu soruyu sorun ve cevaba odaklanın. "Çerkesçede fotoğrafa ne denir?" vereceği cevabı kiril bilmeyen birine latinle yazdırmak isteseniz sizce nasıl yazar? Can alıcı soru ise şu:


Arapçada suret kelimesi nasıl yazılır?  Ben sizin için google amcaya sordum. Bizi ilgilendiren kısmını aşağıya yapıştırdım. Sad=s den sonra waw=w olduğuna dikkat ediniz. Tıpkı Çerkesçedeki gibi değilmi işin içinde w var                   صو



Buraya kadar у=u hakkında konuştuk. "o" konusunda söylenecekler var. Şöyle ki:

у=u labialize karakter olduğu durumlarda bir ünlü sayılamayacağı anlatıldı. mesela  "къу" her ne kadar üç karakterden oluşuyor ise de aslında tek bir sesin simgesi olan tek bir harftir. son karakter olan у ise къ sesinin yuvarlak okunacağının işaretçisidir. "къу" tek bir harf olduğuna göre, bu harfin sonuna mesela "э" ünlüsü getirildiğinde ne olur. Hiç bir şey olmaz. Bir sessizin  sonuna  bir sesli geldiğinde nasıl okunuyorsa öyle okunur. Ancak "э" sesinin kısa bir ünlü olduğu unutulmamalıdır. Dolayısıyla hece kısa okunan bir hece olur. Kısa okunsa bile "o" sesine yakın bir ses çıkar ancak o değildir.

къуэ= oğul

peki uzun okunan u yani yukarıda anlatılan (ıw) sesinin sonuna "э" ünlüsü gelirse ne olur? Tabiki uzun hece oluşur. Uzun okunduğunda da "o" ya benzer bir ses oluşur. Kirilde  gördüğümüz "o" ıwe sesinden başkası değildir.

къы -уэ- с -тащ = къостащ = ben sana verdim.

Yukarıdaki örneğin dışında, Çerkesçede bazı kelimeler var ki kelime kökünde "o" sesi var. İstisna sayılabilecek bu kelimeler zannımca, başka dillerden Çerkesçeye geçmiş kelimeler olabilir. Mesela

боу=bow = ahır

Bir önceki yazıydı galiba ü ve ö nün ünlü olduklarını ama Çerkes olmadıklarını söylemiştim.
Şimdi ise u ve o nun ünlü bile olmadıklarını söylüyorum. Ama Çerkesler...




SESSİZLER....FONETİK


           Ses, harf ve  karakterin farklı farklı kavramlar olduğunu hatırlamakta fayda var. Türkçede her sesin doğru tanımlandığı (daha doğrusu öyle iddaa edildiği) , ve her harf için bir karakter atandığı için sıradan vatandaş bu terimleri tek bir kavram gibi düşünmektedir. Ancak Çerkesçede malesef her bir ses doğru tanımlanmadığı gibi her harf için de tek bir karakter atanmamışdır. 

Her harf için kaç karakter atanacağı, hangi harf için hangi karakterin atanacağı gibi meseleler bizim konumuz değildir. Dil bilimi açısından da sınırlı etkiye sahiptir. Bu konu  tamamıyla alfabe tasarımı işidir. Sıradan kullanıcıların tahmin edemeyeceği kadar çok argüman, sınırlama ve öncelikler dikkate alınarak, siyasi bir takım konuları da dahil ederek alfabeler tasarlanır. 

Ancak Çerkesçede seslerin doğru tanımlanması tamamen bizim konumuzdur. Yanlış anlaşılmasın, yanlış tanımlanmıştır da ben düzelteceğim gibi bir iddaa sahibi değilim. Ancak neyin ne olduğunu, nasıl olduğunu gerekçeleriyle beraber ortaya koyarken temelde yanlış tanımlanmış  bir veriyi esas alırsanız çok yanlış yerlere gidersiniz. Bilimsellikten uzaklaşırsınız. Bu anlamda ben Çerkesçenin dilbilgisi ve fonetik açıdan ele alınmasında, benden önce yanlış tanımlandığını düşündüğüm konuları da aktarmak zorundayım. 

Çerkesçede ünsüz sesler sesin çıkış yerine göre gırtlak ünsüzleri, dil ünsüzleri ve dudak ünsüzleri olarak üç grupta incelenir. Sesin oluşumu açısından ise yumuşak, sert ve baskılı ünsüzler olarak yine üç grupta incelenir. Sesin oluşumu sırasında dudakların durumu açısından ise düz ünsüzler ve yuvarlak ünsüzler olarak iki grupta incelenir. Yuvarlak ünsüzlerin tamamının aynı zamanda düz sesleri de vardır.  Aşağıdaki tabloda yuvarlak ünsüz olabilen ünsüz harflerin sonlarına У karakteri konulmuştur. 

Lütfen aşağıdaki tabloyu Kirildeki harfleri ve karakterleri esas alarak değil, Çerkesçedeki sesleri esas alarak inceleyiniz. 

-Tablo doğu diyalekti esas alınarak hazırlanmış, batı diyalektindeki farklı durumlar parantez içinde belirtilmiştir. Boş parantezler o sesin batı diyalektinde olmadığı anlamına gelir.Sadece parantez içinde yazılan hücrelerde ise sesin doğu diyalektinde olmadığı anlamı vardır.

-Sonunda У karakteri olan sesler yuvarlak versiyonları olan sessizlerdir. Bu harflerin sonunda У karakteri olduğunda yuvarlak, olmadığında ise düz  okunurlar. 

-Kalın yazılan sessizler kalın okunan sessizlerdir. Tüm gırtlak sessizlerinin kalın olduğunu, bunu yanında j ve ş sesine yakın ses veren harflerin her iki diyalektte de (жь-жъ,щ-шъ,ЩI-шI kalın yazıldığına dikkat ediniz.

 -Doğu lehçesinde sadece gırtlak sessizlerinin, batı lehçesinde ise tüm kalın sessizlerin  sonunda У karakteri olduğuna dikkat ediniz.

г karakteri iki defa yazılmıştır. Bu karakter duruma göre farklı sesler vermektedir. Her iki durum için ayrı ayrı yazılmıştır. Birinin sonunda У karakteri olduğuna , birinin sonunda olmadığına dikkat ediniz. 

-КхъУ harfinin doğu diyalektiğinde temsil ettiği sesi batı diyalektinde  КъУ harfi temsil eder. Bu ses sert sessizler satırında bulunması gereken bir sestir. 

-Batı diyalektinde пI, тI, дз seslerinin  de yuvarlak versiyonu olduğu söylense de bu konu biraz farklıdır. Bu seslerin yuvarlak şekilleri değil, У karakterinin özelliğinden kaynaklanmaktadır. 

-Dil bölümünün son sütunu ilk satırında bulunan kırmızı harfler ayrı ayrı sütunlarda olmalıydı. Yer darlığı nedeniyle hepsi з-с = z-s  sütununda gösterilmiştir. Bu sessizlerin sert ve baskılı versiyonları yoktur. Sert versiyonlarının olmaması durumu bu sesleri "özel sesler" durumuna getirir. Blog takipçileri й hariç kırmızı yazılan harflerin görevlerini biliyorlar.

-Karışıklık olmasın diye latin harfleri de içeren tablo ayrı bir tablo olarak tasarlanmıştır. Latin ile öğrenmeye çalışanlar alttaki tabloyu incelesinler.



ÖZELLİK
GIRTLAK
DİL
DUDAK
YUMUŞAK
гъУ

къУ
( )
гУ

г
дж
д
ж
жь-(жъУ)
л
дз
З-н-р-й
м
б
в ( )
SERT
хъУ
КхъУ
(къУ)
кУ
хь
XУ-(X)
ч+(чъ)
т
ш
щ-(шъУ)
лъ
ц(У)
с

п
ф 
BASIK


кIУ


(ЧI)
тI

ЩI-(шIУ)
ЛI
цI


пI
фI( )






ÖZELLİK
GIRTLAK
DİL
DUDAK
YUMUŞAK
гъУ
ğU

къУ
( )
kU
гУ
gU

г
g
дж
c
д
d
ж
j
жь-(жъУ)
j'
л
l
дз
z'
З-н-р-й
(z-n-r-y)
м
m
б
b
в ( )
v
SERT
хъУ
hU
КхъУ
(къУ)
kU
кУ
k'
хь
h
XУ-(X)
xU
ч+(чъ)
ç
т
t
ш
ş
щ-(шъУ)
ş'
лъ
l'
ц(У)
s'
с
s

п
p
ф 
f
BASIK


кIУ
qU


(ЧI)
ç'
тI
t'

ЩI-(шIУ)
ş`
ЛI
l`
цI
s''


пI
p'
фI( )
f'

1.Yuvarlak - düz ünsüzler:

                          "Çerkesçede ü ve ö sesi var mıdır? yok mudur? " meselesine bakış.

Doğu diyalektinde sadece ünsüz harfler tablosundaki gırtlak seslerinin,  batı diyalektinde ise gırtlak seslerinin yanı sıra жъ,шъ,шI,Ц seslerinin hem düz, hem de ağızdan çıkışı sırasında dudakların yuvarlatılarak seslendirilen yuvarlak sesleri vardır. Yuvarlak ünsüzlerin yazılışında "У" karakterinden yararlanılır. Bu durumdaki  "У" karakteri sesli bir harf gibi ses vermek yerine sessiz harfin çıkışı sırasında  dudakların yuvarlatılacağının işaretçisi olarak görülmelidir.  Aşağıdaki örneklerde hecelerdeki sessiz harfler büyük harfle yazılmıştır.

            КЪУаЖэ=köy (КЪУа-жэ)(kua-je)  (doğu diyalekti)        
КЪУэ-жэГЪУ=köylü (kue-jeğu)     (doğu diyalekti)



Aslında yukarıdaki tanımın gereği yerine getirildiğinde de ister istemez bir "u = У" sesi ortaya çıkar. Ancak bu ses hece oluşturan bir ses değildir. Hece oluşturabilmesi için mutlaka bir sesli harfe ihtiyaç vardır. Kiril alfabesinde bu durumdaki "У" karakterinden sonra gelen "ı" sesi yazılmamaktadır.


            
            нэху=ışık                              нэхуЩнэху(ы)Щ ]=sabahın ilk ışığı (doğu diyalekti)
            нэху=ışık                         мыр нэхуЩ =bu ışıktır. (doğu diyalekti)

sesli harfleri tanıtırken kalın ünlülerin ağızdan çıkışı sırasında dilin, ağızın arka tarafına çekildiğinden bahsetmiştim. İnce ünlülerde ise dilin ilerde olduğunu belirtmiştim. 

  

шъ - жъ - ц  sesizlerinin telafuzu sırasında dil ilerdedir. Tabiki  шъу - жъу - цу seslerinin telafuzu ise dil ilerde dudaklar yuvarlak olacaktır. Dolayısıyla bu seslerdeki yuvarlak ses daha ince bir 'у' şeklinde ağızdan çıkar. Türkçedeki ü den kalın ama u dan ince bir ses....  Tabi bu durumdaki sesten sonra э veya е sesi varsa bu birleşim sonucu Türkçedeki ö sesine yakın bir ses ortaya çıkar. Çerkesçede yukarıda anlatılanlardan başka hiç bir yerde ü ve ö sesine yakın ses bulunmamaktadır. 

Şimdi size soruyorum. Sizce Çerkesçede Ü ve ö  sesi var mıdır? 

Alfabe tasarımı enflasyonunun yaşandığı günümüzde ister latin, ister kiril ile alfabe taslağı hazırlayanların malesef dikkate almadıkları bir durumdur yukarıda bahsettiğim u-ü sesi.... Bu yazıyı okuyanların bir çoğu aşırı bir detay olarak görse de, alfabe tasarımcıları arasında "onur meselesi" yapılacak kadar önemli görenler vardır bu  meseleyi....

Hatırlarsanız Arapçada ünlü harfler e-i-u dur cümlesinin yanlış olacağından bahsetmiştim. Aynı şey Çerkesçe için de geçerlidir. "Çerkesçede ünlü sesler şunlardır" şeklindeki bir cümle yanlıştır. Biliyorum ben de kurdum ve kuracağım  böyle cümleler. Ancak anlatmaya bir yerden başlamak gerektiği içindir. 

İleriki aşamalarda Çerkesçedeki ünlüler ve özellikle de У sesi üzerine çok konuşabiliriz. Ama biraz akademik bir tartışma olur. Şu aşamada hiç gerek yok. Ancak eğer böyle bir tartışmayı onur meselesi değil de bilim meselesi olarak gören birilerini bulursam  yapabilmeyi isterim.

Ne kadar ilginç değil mi... "Çerkesçedeki ünlüler" konusu da tıpkı "Çerkesçlerdeki ünlüler" gibi net değildir. Hangi ünlü Çerkestir hangisi değildir? Hepimiz Çerkes olduğu iddaa edilen bir sürü ünlü duymuşuzdur. Ben rahmetli Erbakan'ın bile Çerkes olduğunu, şakır şakır kaberdeyce konuştuğunu iddaa edenini duydum. Öyle bile olsa,hiç biri ne Çerkeslik ne Çerkesçe ne xabze  nede xeku adına bir cümle kurmamış kişilerdir. Adam "Ben Türküm" diye bağırıyor. Biz "hayır hayır o Çerkes" diye kendimizi yırtıyoruz. Neyse yukarıdaki size sorduğum sorunun bendeki cevabını vereyim. 

          Ü ve Ö sesi ünlüdür. Ama Çerkes oldukları külliyen yalandır.

2.kalın - ince  ünsüzler
            Çerkesçede gırtlak ünsüzleri ile Щ,жъ ünsüzleri kalın ünsüzlerdir. Bu ünsüzlerden sonra gelen ünlüler ister kalın ister ince ünlü olsun okunuşları mutlaka kalın olmalıdır. Bir kalın ünsüzden sonra bir kalın ünlünün bulunduğu hecelerde her iki ses de kalın olduğu için herhangi bir sorun olması beklenemez. Ancak bir kalın ünsüzden sonra bir ince ünlünün bulunduğu hecelerde, genelde yazım yanlışları yapılabilmektedir. Adig’ecede ünlü sesin kalın veya ince olması (Türkçedeki durumun tersine) kendisinden önce gelen ünsüz harfin kalınlığında veya inceliğinde herhangi bir değişime sebep olmaz. Bundan dolayı kalın seslerin herhangi biri ile özellikle "э" sesinin oluşturduğu heceler, diğer hecelere göre daha kalın okunur.

            КЪабэрдей (kaberdey) değil къэбэрдей (keberdey) yazılmalıdır. Bu kelimede ‘ke=къэ’ ile ‘ber=бэр’ hecelerinde e=э sesi sanki aynı ses değil gibi görünse de, bunun sebebi e=э sesinden önceki ünsüzün ilk hecede (k=къ) kalın, ikinci hecede (b=б) ise ince ünsüz olmasıdır.



            Açıklayıcı olması için Türkçede bu durumun nasıl olduğunu kısaca inceleyelim. Türkçede a ünlüsü kalın, i ünlüsü incedir. K ünsüzü ise kendisinden sonra gelen ünlünün durumuna göre kalın veya ince okunur. Kasket kelimesinde ilk k harfi kalın okunurken ikinci hecedeki k sesi ince okunur. Aynı şekilde “nane” kelimesi Türkçe okunurken ilk n kalın ikinci n ince okunurken, aynı kelime anne anlamında Çerkesçe okunduğunda her iki n harfi de ince okunmalıdır. Çünkü Adig’ecede ünsüzler kalınsa hep kalın, inceyse hep ince okunur.

 Ünlü sesleri tanıttığım bir önceki yazıda, Çerkesçede sessizlerin kalın veya inceliklerinden asla taviz veremeyeceklerini söylemiştim. Aynı yazının farklı bir yerinde ise Çerkesçede ünlülerin kalın veya ince okunmasının dil açısından çok da önemli olmadığını ama ünlünün uzun veya kısalığından taviz veremeyeceğini söylemiştim. Yukarıdaki açıklama aynı bilgiyi desteklemektedir.  nane=нанэ kelimesindeki a sesi uzun okunur ama kendinden önceki sessiz ince olduğu için nispeten ince okunur. Ancak къакIуэ= kaqo =gel kelimesindeki a sesi gene uzun, ama daha kalın okunur. Çünkü kendisinden önce gelen k=КЪ sesi kalın sessizdir. 
          
           
3-Yumuşak - Sert - Baskılı ünsüzler:

Türkçede  sadece yumaşak ve sert    sessizler vardır.  Ancak Çerkesçede baskılı diyebileceğimiz, sesler de vardır. Tablo incelendiğinde baskılı seslerin sert ve yumuşak versiyonlarının da olduğu görülür. Tablo sütunlar halinde incelendiğinde aynı sütundaki sessizlerin  ağızdaki  oluşum yerlerinin(mahreç) ve sesin oluşumu sırasında gırtlak, ağız, dil pozisyonlarının  aynı olduğu  görülecektir. Normal seslendirildiğinde yumuşak, ciğerlerden dışarıya hava çıkartarak ve daha ani şekilde seslendirildiğinde sert, ciğerlerden hava çıkarmadan ama mümkün olduğu kadar ani olarak çıkarılan sesler ise baskılı ses oluştururlar.

yumuşak sessiz parmağımızı masanın kenarına sürmek ise,
sert sessiz parmağımızla masanın kenarına vurmak
baskılı sessiz ise parmağımızı masanın kenarına   bastırırken ani bir şekilde parmağımızın kurtulmasıdır. Doğru kelimeyi bulamıyorum. "kaypıtmak" gibi bişey 
           
İnanın bana söylenecek çok şey var ama sıkmak istemiyorum. Ünlü ve ünsüz sesleri tanıdığımızı düşünüyorum. Artık ses olaylarını işlerken kalın  sessiz uzun ünlü vb terimleri rahatlıkla kullanabaliriz . 

Bir sonraki derste ses olaylarını anlatacağım. SAYGILAR...